بَاب
فِي
الرَّجُلِ
يَذْكُرُ
اللَّهَ تَعَالَى
عَلَى غَيْرِ
طُهْرٍ
9. Abdesti Olmayanın
Allah'ı Anması
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الْعَلَاءِ
حَدَّثَنَا
ابْنُ أَبِي
زَائِدَةَ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ خَالِدِ
بْنِ
سَلَمَةَ
يَعْنِي
الْفَأْفَاءَ
عَنْ الْبَهِيِّ
عَنْ
عُرْوَةَ
عَنْ
عَائِشَةَ قَالَتْ
كَانَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَذْكُرُ
اللَّهَ
عَزَّ
وَجَلَّ
عَلَى كُلِّ
أَحْيَانِهِ
Aişe (radiyallahu anha)’dan
rivayet edildiğine göre, demiştir ki: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem her halinde Allah'ı zikrederdi."
Diğer tahric: Nesai,
tahare; İbn Mace, tahare
AÇIKLAMA: "Her hali” ifadesi temizlik,
abdestsizlik, gusülsüzlük oturma, ayakta durma, yatma, uyuma ve uyanıklık hallerinin
hepsini kapsamaktadır. Bu itibarla mevzunumu teşkil eden bu hadis-i şerif
Fahr-i Kainat Efendimizin bütün bu hallerinde zikre devam ettiğini ifade
etmektedir. Ancak burada zikir'den maksadın lisanen yapılan zikir olduğu kabul
edilirse, o zaman bundan cünüplük halini istisna etmek gerekir. Çünkü Hz.
Ali'den gelen bir rivayete göre Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem cünüp
iken Kur'an okumazdı.
Keza
cima’ halinde avret mahalli açık iken ve abdest bozarken de zaruret olmaksızın
konuşmaktan kaçınırdı. Zikrin ancak abdestli iken yapılıp, abdestsiz
yapılamayacağı görüşü fazilet cihetindendir. Hadiste geçen zikir'den maksat,
Menhel müellifine göre, kalbi zikirdir. Çünkü Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve
Sellem daima tefekkür halinde idi. Uyanık iken de uyurken de hiç bir an kalbi
zikirden uzak kalmazdı. Mirkat'ta beyan edildiğine göre:
Zikir
iki kısımdır: a. Kalbi zikir, b. Lisani zikir.
Efdal
olanı kalbi zikirdir. Nitekim Allah, Kur'an-ı Kerim'de "Allah'ı çok
zikrediniz*' buyurmaktadır. Bunun anlamı "Allah'ı hiç bir an hatırdan
çıkarmayınız'' demektir. Allah Resulü zikrin her iki çeşidinden de en büyük
payı almıştır. Ancak cünüblük halinde. eline alarak Kur'an okumazdı, helada
ise, sadece kalbi zikirle yetinirdi. Helada kaldığı müddetçe zikri diğer şekillerinden
uzak kaldığı için de heladan çıkar - çıkmaz istiğfar ederdi.